Aralık 2015 gibi, Antalya’nın etkin fotoğraf kulübü ANFOK ile birlikte gittim Kibyra Antik Kenti ve çevresine. Burdur, Gölhisar ilçesindeki kentte, Aralık ay’ının soğuğunda, zirvede bulunan ören yerinde hala kazı çalışmaları devam ediyordu. Kazıyı Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi üstlenmiş. Henüz kazılar bitmemesine rağmen açıkçası güzel işler çıkarmışlar. Hayran kaldığım güzel noktaları var.
Özellikle fotoğrafçıların gezi adresi haline gelen Kibyra Antik Kenti yaşanılan medeniyetlerin size yansıyan hali oluyor. Gün boyu yürüyüş, birçok fotoğraf karesi ve doğal güzelliklerin eşlik edeceği bir yer.
MEDUSA’nın Evi Kibyra Antik Kenti
Roma İmparatorluğu döneminden kalan anıtsal yapılar yavaş yavaş açığa çıkmış ve çıkarılmaya devam ediyor. Kentte Kibyra Antik Kentini anlatacak rehberler var mı bilmiyorum ama duyduğum kadarıyla ve bizlere de kenti anlatan Antik Kent Güvenlik Görevlisi bir arkadaşımız. İsmini not almayı unutmuşum. Bu konuda çok üzüldüm ama bize yeterince bilgi verdi. O ayazda kendi motorsiklet ile gelerek bizlere güzel hikayeler aktardı. Hatta yanından hiç ayrılmayan bir de köpeği vardı.

Kibyralıların rivayetlere göre Lidya’lı insanlardan oluştuğu söylense de anladığım kadarıyla kesin bir kanı yok. Bir çok antik kentte olduğu gibi burada da depremler kendini hissettirmiş ve yüzyıllar boyunca meydana gelen depremler büyük zararlar vermiş. Yine de bütün afetlere meydan okumuş güzelliğini koruyarak.
Benim en çok ilgimi çeken orkestra salonu oldu. Ortada nereye gitseniz sizi takip eden bir Medusa olduğu söylendi ama ne yazık ki üstü kapalı olduğu için ben göremedim. Yılandan saçları ve bakışlarıyla insanları taşa çeviren bir tanrı olduğu söylenen MEDUSA…
Antik kentlere ilgi duyar mısınız bilmem. Ama güzel bir anı güzel bir hikaye oldu benim içim burası. Yolunuz düşerse bence kaçırmayın burayı.